31 Aralık 2015 Perşembe

Müsadere Nedir? Eşya veya Kazanç Müsaderesi


Müsadere, işlenen bir suç ile ilgili belirli bazı eşya veya kazançların mülkiyetinin devlete aktarılması olarak tanımlanabilir. Suç işleyen kişinin malvarlığının tümünün devlete geçirilmesi anlamında “genel müsadere” yasaktır (Anayasa md. 38). TCK da genel müsadere sistemini değil, özel müsadere sistemini benimsemiştir. Yani, müsadere için önkoşul malvarlığı değerinin suç ile bir ilgisinin olmasıdır. İşlenen suç ile ilgisi olmayan eşya, kazanç, para gibi malvarlığı değerleri müsadere edilemez.

22 Aralık 2015 Salı

Taksirle Adam Öldürme Suçu ve Cezası

Taksirle adam öldürme, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir kusurlu davranış ile “öngörmeyerek” bir kimsenin hayatına son verilmesidir. Bilinçli taksirle adam öldürme ise yapılan kusurlu davranış ile bir kimsenin ölebileceğinin fail tarafından “öngörülmesine” rağmen davranışın yapılmasıdır. İster normal taksirle adam öldürme suçu olsun isterse bilinçli taksirle adam öldürme suçu olsun; her iki halde de failin ortaya çıkan “adam öldürme” sonucunu istememesi halinde taksirli sorumluluk meydana gelir. Fail, “adam öldürme” neticesini bilerek ve isteyerek fiili gerçekleştiriyorsa taksirle adama öldürme suçu değil, kasten adam öldürme suçu söz konusu olur.

https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/taksirle-adam-oldurme-olume-neden-olma-sucu.html

14 Aralık 2015 Pazartesi

Zimmet Suçu, Şartları ve Cezası

Zimmet suçu, kamu görevlisi olan şahsın görevi nedeniyle zilyetliği kendisine verilmiş olan veya gözetimiyle sorumlu olduğu mallar üzerinde görev çerçevesine aykırı bir şekilde tasarrufta bulunması, bu malları kendisinin veya irtibatlı bulunduğu bir başkasının zimmetine geçirmesi olarak tanımlanabilir. Zimmet suçu, ancak kamu görevlisi (devlet memuru, avukat, bilirkişi vs.) tarafından işlenebilir. Kamu görevlisi olmayan kişiler zimmet suçu sebebiyle değil, koşulları varsa hırsızlık suçu veya güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle yargılanabilirler.
https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/zimmet-sucu-nedir.html

7 Aralık 2015 Pazartesi

Avukat ve AB Avukatlık Meslek Kuralları

Avukat ve İşlevi

Hukukun işlevselleşmesi için avukat başat rol oynar. Avukat, mesleki faaliyetini yerine getirirken bir taraftan adaletin gerçekleşmesini sağlar diğer taraftan da müvekkilinin hak ve özgürlüklerini savunur. Avukat, mesleki faaliyetinde insan haklarını gözetmek, muhatap olduğu kişilere karşı mesleğin etik ilkelerine göre davranmakla yükümlüdür.
Avukat

Avukat ve Avukatlık Meslek Kurallarının Niteliği

Meslek kurallarının amacı avukatı ve avukatlık mesleğini fonksiyonel hale getirmektir. Meslek kurallarına uymayan avukat disiplin yaptırımı ile karşılaşır.
Avukatın bağlı olduğu baronun kendine özgü örf ve adet dayalı mesleki kuralları olabilir. Mesleğin işlevine uygun bir şekilde icra edilebilmesi için gerekli bu kurallar, ilgili baro üyeleri için de ortak bir mesleki zemin sağladığından tüm meslektaşlar tarafından mutlaka uyulması gereken kurallardır.
AB meslek kurallarının amacı, hangi ülkede avukatlık yapılırsa yapılsın ilkeler doğrultusunda avukatlık mesleği için ortak standartlar belirlemektir.
Avukat, mesleğini geçici olarak icra ettiği yerde bulunan üyesi olmadığı baronun da avukatlık meslek kurallarına uygun hareket etmekle yükümlüdür.

https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/avukat-ve-ab-avukatlik-meslek-kurallari.html

Avukat ve Uluslararası Alanda Avukatlık

Avukat ve Avukatlık Mesleği Tekeli

Avukat ve avukatlık mesleği, savunma hakkının en önemli güvence mekanizmasıdır. İfade özgürlüğü ve bu özgürlüğün özel bir görünüm biçimi olan savunma hakkı, tüm hukuk sistemlerindeavukatlar tarafından tahkim edilen temel bir hak olarak kabul edilmektedir.
Her ülkenin hukuk sisteminde nasıl avukatlık yapılacağına dair bir avukatlık kanunu mevcuttur. Ülkenin tercihine bağlı olarak belli türde davalara yabancı ülkelerde bulunan avukatlarda girebilmektedir. Ancak, prensip olarak her ülke kendi ülkesinde baroya kayıtlı avukatlara avukatlık mesleğiyle ilgili tekel hakkı tanımaktadır. Yani, belli kriterlere sahip avukatlar dışında hiç kimse kanunda belirlenen savunma yetkisini kullanamaz. Avukatlık tekeli, hem avukatın belli niteliklere sahip olmasını sağlamakta hem de belli haklara sahip kişilerin avukatlık yapmasına imkan tanıyarak mesleğin icrasına bir güvence mekanizması sağlamaktadır.
Avukat
https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/avukat-ve-avukatlik-meslegi.html

Avukat, İstanbul Barosu ve Avukatlık

İstanbul Barosu, avukat sayısı bakımından dünyanın en büyük barosudur. Baro levhasında avukatsicil numarası 50.000 rakamını geçmiştir. Fakat baroya kayıtlı avukatların bir kısmı aktif olarak avukatlık yapmamaktadır. Bu nedenle İstanbul avukat sayısının 40.000 civarında olduğunu söylemek mümkündür.
İstanbul Barosu 40.000 aktif avukat üyesiyle en büyük hukuk örgütü olarak da kabul edilmektedir.İstanbul gibi büyük bir şehrin ihtiyaçlarına cevap verecek ölçüde bir kurumsallaşmayı sağlamak için İstanbul Barosu’nun yeterince maddi kaynağı vardır. İstanbul Barosu bünyesinde Kadın Hakları Merkezi, Çocuk Hakları Merkezi, Avukat Hakları Merkezi, CMK Uygulama Servisi, Adli Yardım Servisi gibi servisler ve merkezler ihtiyacı olanlara hukuki yardım vermektedir.

Avukat ve Avukatlık Mesleği

Nasıl Avukat Olunur?

Avukat olabilmek için hukuk eğitimi veren 4 yıllık bir hukuk fakültesinden mezun olmak gerekir. Bir yıllık avukatlık stajının ardından ruhsat alınarak mesleğe ilk adım atılır. Avukatlık ruhsatı alan her avukatın bir baroya kaydolması gerekir. Her il sınırı içinde bir adet baro mevcuttur. Avukatlar, ancak bir ildeki baroya kaydolarak avukatlık mesleğini icra edebilirler. Avukatlık mesleğinde bağımsızlık çok önemli olduğundan, barolar ile avukatlar arasındaki ilişki astlık üstlük ilişkisi değildir. Barolar, avukatlar arasındaki mesleki dayanışmayı sağlamak, avukatların haklarını korumak ve avukatlık mesleğinin işlevine uygun yerine getirilmesi için çaba sarf eder.

https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/avukat.html

Ağır ceza Avukatı ve Savunma İşlevi


Ağır Ceza Avukatı

Ağır Ceza Avukatı ve Savunma

Avukatlık mesleğinin en zor çalışma alanlarından biri ağır ceza avukatı olarak çalışmaktır. Ağır ceza avukatı, hem kişi özgürlüğü açısından hem mağdur hakları açısından toplumun en hassas sorunlarıyla uğraşır. Esasen her avukatın yaptığı gibi ağır ceza avukatı da savunma işlevini yerine getirmeye çalışır. Fakat, ağır ceza avukatının savunma işlevi diğer avukatlık branşlarının savunma işlevinden biraz farklıdır. Ağır ceza avukatı, doğrudan kişi özgürlüğünü ilgilendiren bir alanda fonksiyon icra eder.
Savunmanın bu özellikli işlevi nedeniyle ceza avukatı, şüpheli veya sanığı savunurken müdafi olarak adlandırılır. Müdafi Arapça bir kelime olup koruyan, savunan, müdafaa eden anlamlarına gelir. Özel olarak ceza yargılamasında şüpheli veya sanığı savunan, haklarını koruyan ve onları yargılama işlemlerinde temsil eden avukatı tanımlamak için kullanılır.


https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/ceza-avukati.html

Boşanmada Mal Paylaşımı Nedir?

Boşanmada mal paylaşımı, boşanan insanlar tarafından sistem tam olarak anlaşılamadığından birçok hukuki tartışmayı beraberinde getirmektedir. Çoğu zaman anlaşma yoluyla çözülebilecek uyuşmazlıklar, mal paylaşımı sistemi iyi algılanmadığı için mahkeme yoluyla çözüme kavuşmaktadır. Mal paylaşımı, boşanma sırasında karşılaşılan en önemli sorun olduğundanboşanmada mal paylaşımı sistemini anlaşılır bir şekilde anlatmak istedik.
Mevcut Medeni Kanun’unun yürürlük tarihi 01.01.2002’dir. Mal paylaşımı konusunda 01.01.2002 tarihinden önceki dönemin tabi olduğu hukuki kurallar ile bu tarihten sonraki dönemin tabi olduğu hukuki kurallar tamamen farklıdır.
  • Birinci Dönem: 01.01.2002 tarihinden önce satın alınan mallar kimin üzerine kayıtlıysa mal ona ait sayılır. Çünkü 01.01.2002 tarihinden önce yürürlükte olan Medeni Kanun, eşler arasında yasal olarak Mal Ayrılığı Rejiminin geçerli olduğunu kabul etmekteydi.
  • İkinci Dönem (Şimdiki Dönem): 01.01.2002 tarihinden sonra yürürlüğe giren mevcut Medeni Kanun ise malların yarı yarıya paylaşımı esasına dayanan Edinilmiş Mallara Katılma Rejimini yasal mal rejimi olarak kabul etmiştir. Yani, eşlerin evlilik içerisinde elde ettiği mallar kural olarak (istisnalara aşağıda değineceğiz) yarı yarıya paylaşılacaktır.
Her iki dönem açısından da temel kural evlenmeden önce alınan mallar kimin üzerine kayıtlıysa onun kişisel malı sayılır ve boşanmada mal paylaşımında hesaba katılmaz.

Boşanmada Mal Paylaşımı


https://barandogan.av.tr/blog/medeni-hukuk/mal-paylasimi-bosanmada.html

İdari Para Cezası

İdari para cezası, devletin idari kurumları tarafından verilen para cezalarıdır. İdari para cezasıverebilecek kurumların bazıları şunlardır: Bakanlıklar, belediyeler, emniyet, kaymakamlık, valilik, sosyal güvenlik kurumu, Genel Müdürlükler (Örneğin, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü).
İdari para cezaları vatandaşın kabahat niteliğindeki fiillerine karşı verilir. Bu nedenle idari para cezası ödenmezse hapis cezasına çevrilemez. İdari para cezası ödenmezse, cezanın tahsili amacıyla borçlu kişi hakkında yalnızca icra işlemleri yapılabilir. Uygulamada çoğu zaman kişi adına kayıtlı taşınmaz mallar ile araba veya banka hesaplarına haciz konulmaktadır. Kişinin evine giderek fiili haciz uygulaması yapılmamaktadır. Zaten ev haczine gidilse bile kanunen ev eşyaları haczedilemez.

İdari Para Cezası

https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/idari-para-cezasi.html

İftira Suçu, Şartları ve Cezası

İftira suçu, hakkında savcılık soruşturması açılması veya idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesidir. Yani, fail masum olduğunu bildiği bir kişiye suç atmaktadır. Mağdurun “hukuka aykırı bir fiil işlemediğini bildiği halde” iftira atma, iftira suçu şartları açısından en önemli olgudur. İftira suçu ile mağdura somut ve belirli bir fiil isnat edilmektedir. Belirsiz bir fiil isnat edilmesi halinde iftira suçu oluşmaz.

https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/iftira-sucu-nedir.html